Durugörü
Dr Franz Anton Mesmer,Yani hayvan manyetizmi
olarak bilinen ve daha sonra Mesmerizm adıyla anılan çalışmaların babası
olarak bilinir.Durugörü,Duru işiti ve Duru Önsezi bu çalışmaların birer
parçası olarak ortaya çıkmaktadır.Dr.James Braid bu çalışmaları yeniden
adlandırmıştır,o na göre bu çalışmalar Hipnotizma dır.Böylece
mesmerik teknik daha önemli yere gelmiştir.Mesmer çalışmalarında hayvanlar
kullanmış Braid ise bunları insanlara yönlendirmiştir.Doğal olarak Tıp
tarafından acımasızca saldırıya uğramıştır,fakat ne tuhafdırki şimdilerde
tıp bu yöntemlere sahip çıkmaktadır.Duyu Dışı Algılama ilk mesmerik
çalışmaların insanlar üzerinde yapıldığı sıralarda ortaya
çıkmıştır.Hastaların bazıları hipnotik transda iken DDA
yeteneklerinin ilk belirtilerini göstermişlerdir.Metagnomi adı da verilen
bu durumun günümüze dek bir çok tarifi yapılmıştır ama durum hep
aynıdır.Bunların hepsi normal üstü veya fizikötesi algılamaları
göstermektedir.Fizikötesi algılamalar fiziksel duyumlar ile beynimize
iletilmediğinden (ses,tat vs.) bunları başlangıcı acaba
neresidir.İnandığımız şey bunların bilinçaltı seviyelerinden geldiği
olabilir.Modern psikoloji,zihnimizin bazı seviyelerinin olduğunu ve
bunların 2 ana bölümde toplandığını idda etmektedir.Uyanık şuurun üstü ve
altı.Duru Görünün meydana geliş noktası bunların arasında bir yerde
olmalıdır.Bir mantık piramiti içinde bu durumu şöyle tanımlamak uygun
olcaktır.Hepimiz fizküstü ince bir yapıdan ayrı bir bedene sahibiz.Bu
bedenin duyumlarını şuurlu bir biçimde algılayabilmek için arada bir bağ
olması gerekir.Bu tür fizikötesi duyumları şuurlu biçimde almasak bile
bunların hem uyanık hemde uyku halindeyken zihnimizin daha derin
seviyelerinde sürekli olarak alındıkları oldukça kesin bir bilgidir
diyebiliriz.
Doğu kültüründe Şakra olarak bilinen bir dizi
karışık bağlar ile ilgili ruhsal bir gelişim planı geliştirilmiştir
ve bu fizikötesi algılamaların şuuraltı yoluyla elde edilmesi için
model olarak alınabilir.Ancak bu gerçekde biraz daha değişiktir.DDA
algılama imajları ile,şuuraltında doğanlar arasında çok belirgin bir fark
bulunmaktadır.Vizyonlar gerçek DDA lar olmasına rağmen bunların
uyanık benliğe geçişlerinde bazı bozulmalar olduğu bilinmektedir.Bu
bozulum bu tür konuların pratik deneylerini yapanlar tarafından çok iyi
bilinir.Şuuraltımızın görmemiz için organize ettiği şeyi
gördüğümüzü ve bir çok zaman aynı manzaraya bakan diğer kişiler
tarafından görülen şeyleri tamamıyla kaçırabildiğimizi anlarız.Bu görgü
şahitlerinin aynı olayı değişik şekilde anlatması ile
açıklanabilir.
Böylece ruhsal izlenimlerin 2 ayrı sinir sisteminden
yararlanabileceğini söyliyebilmek mümkün olabilir..
Bir deney yapalım.Prizma üzerinden
beyaz bir ışık nakledersek ,bu ışık
renk tayfına ayrılır.Bir ucunda kırmızı diğer ucunda ise menekşe
rengi.Kırmızı renk tayfının alt bölümünde kızıl ötesi ışın vey a renkler
bunların menekşe böümünün
üzerinde ultra-viole ışın
veya renkleri ve daha yukarı doğru x ışınları vs geldiğini hepimiz
biliyoruz.Gerçekde bizler tarafından görülen bölüm çok dar bir landır.Bu
ışınları beyaz bir zemin üzerine yansıtarak bir çok kişiye ışıkları görme
sınırlarını işaretlemelerini istersek çıkan sonuç bizleri çok
şaşşırtabilir,çünki bir çok kişi değişik noktaları işaretliyecektir.Bu
değişiklik retina yapımızın farklılığı sebebiyle oluşmaktadır ve çok
doğaldır.Ancak tıp bu görüş farklılıklarını kabul etmek istemez ve
insan için ortalama renk
bantını taınmlar,bu genellemedir ama bir çok kişi bu sınırların dışındaki
renkleride algılayabilir.Yıllar boyunca yapılan çalışmalarda fizik bedenimizin daha ince ve
seyyalevi bir maddeden eşi
olduğunu belirleyen deneyler yapılmıştır.Yani fizik bedenimiz bu seyyalevi
bedenin(aura) üzerine oturan bir kalıp şeklinde görünmektedir.Bu konuda
Mesmerin çok miktarda
çalışması ve deneyleri mevcuttur.İşte bu seyyalevi veyahut ince
bedenimizinde duyumları bulunmaktadır.Eterik beden adını verdiğimiz bu
beden doğal olarak daha değişik bir madde dünyasının değişik kondisyonlarını
algılamaktadır.
Bu ince bedene değşik adlar
verilmektedir Pelganger,Perispri
bu adlardan bazılarıdır fakat aynı şeyi işaret ederler.Bazı eski
öğretilerde hayatsal güçlerin fizik bedenimize girdiği,zihnimizin ve
duygularımızın benimizin bütün hücrteleri ile ifade edildiği
öğretilir.Eterik bedenin duyumlarının medot geliştirme ile uyanık şuura
nakledilebilineceği deneylenmiştir.
Eterik vizyon ,buna sahip olan kişilerin
,bazen fizk maddenin içini görmesini sağladığından bunu X ışını vizyonu olarak
adlandırabiliriz.Mesmerizm’in ilk dönemlerinde eterik duru görünün insan
bedeninin içini algılayabilmesi veya görebilmesi ile ve çeşitli organların
çalışmalarını izleyebilmesi , bazı hastalıkların teşhisinini
kolaylaştoırmış ve sağlamıştır.Günümüzde bir çok şifacı medyum bu
yönlerini bilmeden kullanıp hastalıkların teşhisini
yapabilmektedirler.
Çok eski bir metod olan:Kömür katranı
alkolde çözülerek 2 camın arasına konur bir birine yapıştırılır.Metod
çalışan kişi belirli bir süre bu camın arkasından bir ışık kaynağına
bakarak devam eder ve bir süre sonra her maddenin etrafındaki eterik
bedeni(avra,aura) görebilir duruma gelir.Bazı metapsişik malzeme satan yerlerde bulunan
Aura gözlükleri veya Dyncyanine ekranları aynı etkiyi yaparlar.Modern
bilim bu özellikler kısmen Biofotonlar olarak incelemektedir.
Bu konudaki öncü çalışmalar Londra da
St.Thomas Hastanesinde bir
tıp elektrikçisi olan J.Kilner tarafından yapılmıştır.Çalışmalar bir
kitapda yayınlandı.
Durugörü esas olarak 4 ana bölümde
incelenmelidir.
Yazımızın devam eden bölümlerinde bu bölümleri inceleyerek Durugörü geliştirme tekniklerini inceleyeceğiz.